19 Ekim 2015 Pazartesi

CELCELUTİYE

celcelutiye duası



Celcelûtiye, Süryânîce “Bedî” demektir. Bedi’ anlamı: Eşi ve örneği olmayan, sanatkârane yaratan demektir Kurân’da:"...göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır." [1] diye buyrulur. Hz. Muhammed'e Cebrâil tarafından indirilen ve içinde İsm-i Azam’ı da taşıyan yüksek anlamlar, Hz. Ali tarafından Celcelûtiye adıyla ve cifir ilmine göre birçok tarih de düşürülerek Süryânî diliyle nazmedilmiş ve kaside haline getirilmiştir. Yüksek ve etkili bir duâdır. Bir isimler hazinesidir. Allah’ın rahmetini celb etmesi hasebiyle bir rahmet hazinesi ya da bir Cennet hazinesi demek de mümkündür.[2] Alimlerin bildirdiğine göre, Celcelûtiye, engin bir kapsama sahip sırları ihtiva eden ve İsm-i Azam sırrını taşıyan bir kasidedir. Daha önce İbranîce ve Süryanîce konuşan birçok peygamber bu kasidenin aslî muhtevasıyla münacatta bulunmuş ve o sayede değişik sıkıntılardan kurtulmuşlardır.
Celcelûtiye’nin konusu, aslen Allah 'a karşı, Esma-i Hüsnası ve Kurân surelerinin isimleriyle yapılan bir münacattır. İçinde İsm-i Azam’ı taşıyan bu dua, ilm-i cifir ve ebced hesabı kaideleriyle gelecekten kimi haberlerin şifrelerini taşır. Risale-i Nur’da, Celcelûtiye’nin konusu hakkında şu ifadelerde vardır: “Celcelûtiye’nin aslı vahiydir ve gizemlidir ve gelecek zamana bakıyor ve gaybî umûr-u istikbaliyeden (gelecekteki işlerden) haber veriyor” [3] “Hz. Ali ’ın en ünlü Kaside-i Celcelûtiyesi, baştan nihayete kadar bir çeşit hesab-ı ebcedî ve cifirle telif edilmiş ve öyle de matbaalarda basılmış” [3]“Celcelûtiye, Süryanice bedi’ demektir ve bedi’ anlamındadır” [3]
Üstad Bediüzzaman, ahir zamanın korkunç imansızlık fitnesi içinde imana çok büyük hizmetler eden Risale-i Nur’un, Celcelûtiye’nin işaretleri içinde çok mühim bir yer tuttuğunu şu ifadelerle anlatır: “Celcelûtiye, Süryanice bedi’ demektir ve bedi’ anlamındadır İbareleri bedi’ olan Risale-i Nur, Celcelûtiye’de mühim bir mevki tutup ekser yerlerinde tereşşuhatı göründüğünden, kasidenin ismi ona bakıyor gibi verilmiş. Hem şimdi anlıyorum ki, eskiden beri benim liyâkatım olmadığı halde bana verilen Bediüzzaman lâkabı, benim değildi; belki Risale-i Nur’un manevî bir ismi idi Zahir bir tercümanına âriyeten ve emaneten takılmış. Şimdi o emanet isim, hakikî sahibine iade edilmiş. Demek, Süryanice bedi’ anlamında ve kasidede tekerrürüne binaen kasideye verilen Celcelûtiye ismi işarî bir tarzda, bidat zamanında çıkan bedi-ül beyan ve bedi-üz zaman olan Risale-i Nur’un; hem ibare, hem bereketiyle, beni teşettütten perişaniyetten hıfzeyle ya Rabbi!” meali; tam tamına o risale ve sahibinin durumuna tevafuk karinesiyle kelâm mecazî delalet ve Ali ise, gaybî işaret eder diyebiliriz. Hem madem Celcelûtiye’nin aslı vahiydir ve gizemlidir ve gelecek zamana bakıyor ve gaybî umûr-u istikbaliyeden haber veriyor” [3]
“Geceleyin Celcelûtiye’yi okudum. Birden bir ihtar-ı gaybî gibi kalbime denildi: Ali , Risale-i Nur ile çok meşguldü.r Mecmuundan haber verdiği gibi kıymetli risalelerine de işaret derecesinde remzedip îma ediyor. Eğer sarih bir şekilde gaybden haber vermek çok zararları bulunduğundan, hikmete münafî olduğu için hikmet-i İlahiye tarafından yasak olmasaydı tasrih edecekti” [3] “Ben Celcelûtiye’yi okuduğum vakit, sair münacatlara muhalif olarak kendim bizzât hissiyatımla münacat ediyorum diye hissederdim Ve başkasının lisanıyla taklidkârane olmuyordu. Benim için oldukça fıtrî ve dertlerime alâkadar ve tefekkürat-ı ruhiyeme hoş bir zemin oluyordu. Birkaç yıl sonra kerametini ve Risale-i Nur ile ilişkisini gördüm ve anladım ki; o halet, bu ilişkiden ileri gelmiş.” [3]
Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî'nin kaleme aldığı ünlü Mecmuatu'l-Ahzab adlı eserde Celcelûtiye kasidesine de yer verilmiştir. "Bede’tu bi bismillah" cümlesiyle başlayan kasidenin son beyti, kaside sahibi Hz. Ali'nin ismini gösteren ve"Bunlar, yaratıklar insanlar için bir araya getiriliş ilimlerin sırları olup, Hz. Muhammed'in amcasının oğlu Ali'nin makalesidir" anlamına gelen: " Mekalu Aliyyin ve’bnu ammi Muhammed'in ve sirru ulûmin lil-halaiki cümmiat" beytiyle sona ermiştir. Bediüzzaman'ın da işaret ettiği gibi, kaside baştan sona kadar ebced hesabını gösterir şekilde basılmıştır.[4]
Fatihatul Fukara da Hakeza Mecmuatul Ahzabda geçer okuma şekli ve kimi özellikleri yine İmamı Gazali ve ibni Arabi gibi Alimlerin rivayetlerinden biliniyor. Cümlenizde Sika derken Hadis ilminde anladığımız şekliyle ve r Hadis Kaynaklarında geçip geçmediğini soruyorsanız bizde rastlamış değiliz. Fakat güvenilir Alimler anlamında soruyorsanız bize göre yukarda adı geçen âlimlerimizin hepsi güvenilirdir. Malumunuz Ümmete mal olmuşlardır ve Müçtehit Olanı da vardır içlerinde.Faydalarına şahsi deneyimlerimize gelince bu 2 büyük duanın birçok özelliğine şahit olmuşuzdur fakat şu kadarını anlatayım ki Celcelûtiye hakkında genelde sözü edilen faydaların dışında özellikle cinli rahatsızlıklarda gerek ilgili beyitler (Cinlerden Bahseden) gerek tamamı okunma ya da taşıtılma anlamında hastalarda fayda veriyor tabi bu musallatın büyü ya da başka nedenlerle durumuna göre uygulaması da değişkendir malumunuz. Birde Celcelûtiyenin Cevşen'de geçen şeklinde birçok bölümü, hadimi görevli isteği ve ismi bölümü geçmez Bediüzzaman hazretleri bu bölümleri çıkarmıştır. Fakat orijinal metinler bulunmaktadır havas erbabında, şuan mevcutta piyasada geçen Celcelûtiyenin tamamı değildir. Sebebiyse bilinmeli ki Celcelûtiye bir kasideden öte sırlar içerir. Yani Fatihanın Sırrı ve Yerlerin Göklerin sırrı ve Seyri sülükte kimi noktaların sırrı ister inanın ister inanmayın Celcelûtiyede saklanmıştır. Zaten bu noktaları şaşırmadan dalalete düşmeden geçmek için kasidede ilgili beyitlerle meşguliyet şarttır. Bu nedenle de nâehillerin eline geçmemesi için tedbirdir herkese öğretilmez. Nasibi olanlar bunu zaten öğrenirler merak etmeyin çünkü Celcelûtiye bir çeşit talebesini kendi seçer. Piyasada sıkıntılara karşı faydalı olan beyitleri ve özellikleri Celcelûtiyenin faydalarının inanın binde biridir.Haftalık gerçekten vird edinenler maddi ve manevi birçok faydasını görecektir. Bu kasidede benim tespit ettiğim bir özellikte okuma şartlarını yerine getirmemiş olsa da şahıs uzlet vs. üst üstte 3. okumadan itibaren hissi anlamda görevlilerinin varlığını etrafında hissetmeye başlarlar (Görümü olmayanlar için) özellikle tasallut ve büyü sıkıntısı olanlarda bu okumalarda bir ağırlık çöker göğüs kısmında daralma ve sıkışmalar olur ki aslında o varlıklar bu kasidenin bereketinden zarar görmeye başlamış ve okumayasın diye sana sıkıntı vermeye başlamışlardır demektir. Diğer bir konuda kesinlikle tavsiye etmemek kaydıyla ve sadece bilgi amaçlı olsun diye yazıyorum ergen olmamış kimi çocuklarda bu kaside taşıtılınca cinleri görebilir görüm elde eder. Büyüklerde ilgili kimi beyitleri belli adetlerde okuyarak elde edebilirler. [5][6]
Bediüzzaman, Risale-i Nur’da Celcelûtiye hakkında kimi malumatlar vermiştir. En önemlisi, Celcelûtiye’nin aslı olan 3 dua ve zikrin Hz. Muhammed’e aynen Cevşen gibi indirilmiş bir vahiy olmasıdır Şöyle der: Celcelûtiye’nin esası ve ruhu olan, ‘El-Kasemü’l-Cami ve Ed-Da’vetü’ş-Şerîfe ve El-İsmü’l-Azam’ Hz. Ali’nin en mühim ve en müdakkik Üveysî bir şakirdi ve İslâmiyet’in en ünlü ve parlak bir hücceti olan Hüccet-ül İslâm İmam-ı Gazalî diyor ki: ‘Onlar vahiy ile Peygamber’e nâzil olduğu vakit Ali’ye emretti: Yaz' O da yazdı. Sonra nazmetti’ İmam-ı Gazalî diyor: “…Şüphesiz o, dünya ve ahiret hazinelerinden bir hazinedir” [3] Burada Kurân’dan başka vahiy olabilir mi sorusu akla gelebiliyor. Bunu cevabı evet başka vahiy çeşitleri de vardır.  Kısaca çeşitlere örnek misal: Gayr-i İlahi vahiy:İma, işaret, konuşma ve telkinleri belirten vahiylerdir. [7]
Buradaki vahiy, Zekeriyya’nın milletine yapmış olduğu ima ve işareti belirtmektedir.İlahi Vahiy:İlahî vahiy anlamında kullanılan vahiy kelimesinin 71 tanesi Hz. Muhammed’e yapılan vahiy ile ilgilidir. Geriye kalanlarıysa cansız olan “arz”a yapılan vahiy, [7] semaya yapılan vahiy, [8] bal arısına yapılan vahiy, [9] meleklere yapılan vahiy, [10] İsa Mesih’in Havarîlerine yapılan vahiy, [11] Hz. Musa’nın annesine yapılan vahiydir. İlahi vahiy, Allah tarafından gelen vahiydir. Kurân’da 5 çeşidine rastlamaktayız:
a) Yere ve göğe hitaben gelen vahiyler. Allah’ın emretmesi anlamındadır.“O gün haberlerini anlatacaktır. Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir.” [33] “Böylece onları 2 gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti.” [12]
b) Hayvanlardan bal arısına gelen vahiy. İç güdü, ilham anlamındadır. “Rabbin arıya: “Dağlardan, ağaçlardan ve çardaklardan evler edin.” diye vahyetti.” [13]
c) Meleklere hitaben gelen vahiy. Allah’ın emretmesi anlamındadır. “Rabbin meleklere: “Ben sizinle beraberim.” diye vahyediyor.” [14]
d) İnsanlardan İsa’nın havarilerine ve Musa’nın annesine hitaben gelen vahiyler. İma, emir, rüya ve ilham anlamındadır.“Hani Havarilere: “Bana ve resullerime iman edin.” diye vahyetmiştim.” [15] “Musa’nın annesine: “Onu emzir.” diye vahyettik.” [16]
Hz. Muhammed’in yukarıda belirtilen vahiy şekillerinden almış bulunduğu vahiylerden çoğu âyetler, bir kısmıysa kudsî hadisler ve hadis-i şeriflerdir. Necm sûresi 4. âyette: “O, kendi arzusuyla söylemez, o (söylediği), kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir” buyrulmuştur. Mıkdam b. Ma’dî-Kerib’in rivâyetine göre Hz. Muhammed de: “Bana Kurân ve onunla beraber O’nun gibisi verildi. Şunu iyi biliniz ki, Allah Resûlü’nün haram kıldığı da Allah’ın haram kıldığı gibidir…”[17] buyurmuştur.
Yukarıdaki hadiste, Allah’ın anlamları Hz. Muhammed’e ilham ettiği fakat lafızlarını Peygamber’in ifade ettiği, Kurân’dan sayılmayan, okunmakla ibadet olunmayan (Kurân gibi namazda okunmaz), ahad yolla (tevatürle değil) Allah'ın Elçisi’ tan nakledilmiş ve onun tarafından da Allah’a oranla ifade edilmiş sözlerdir. Kudsi hadisler ve hadis-i şerifler vahiy ve ilham yoluyla Peygamber’in söylediği sözler ve şeriatın 2. kaynağıysa de, âyetler derecesinde değildirler. (Tefsir Usulü-Muhammed Salih el-Useymîn)Vahiy çeşitlerine bu kısa örneklerden sonra konuya dönecek olursak Celcelûtiye’nin itibarlı bir kaynak olduğunu gösteren büyük bir delil, İmam-ı Gazalî ve Muhyiddin İbni Arabi gibi büyük âlimlerin onu şerh etmiş olmalarıdır. Bediüzzaman da buna şöyle işaret eder: “İmam-ı Gazalî, İmam-ı Nureddin’den ders alarak bu Celcelûtiye’nin hem Süryanî kelimelerini, hem kıymetini ve hasiyetini şerhetmiş” [3] “İmam-ı Gazalî gibi çok imamlar Celcelûtiye’yi şerh etmişler” [3]
Celcelûtiye’nin cifir ilmiyle haber verdiği birçok gizli işâretin Risâle-i Nûr’da ortaya çıkmış olması, mânâsı olan Bedî isminin Risâle-i Nûr yazarının ismiyle bağdaşması, Risâle-i Nûr’un Hakîm, Rahîm ve Nûr isimleriyle birlikte Bedî ismine de mazhar olması, [18] birçok beytinin açıktan Risâle-i Nûr’dan bahsetmesi ve Risâle-i Nûr’u haber vermesi, vahiy kaynaklı Celcelûtiye’nin mânevî müjdelerinin, asrımızda Risâle-i Nûr’da ortaya çıktığını gösteriyor. Risâle-i Nûr Müellifi Bedîüzzaman, 20 8. Lem’a’da Hz. Aliyle mânâ âleminde yaptığı bir konuşmadan bahsediyor. Hz. Ali’ye: “Ercûze’nde benden bahisle “Kendini muhafaza et.” Demişsin. Hem tam vaktinde emrinizi gördük. Fakat maatteessüf, kendimizi muhafaza edemedik. Bu belâya düştük. Şahsımdan binler defa daha önemli olan Risale-i Nur’dan bahis ve işaretin yok mu?” diye soruyor. Hz. Ali de şöyle cevap veriyor: “Yalnız işaret değil; belki Celcelûtiye’mde tasrih ediyorum. (Açıkça bahsediyorum.)” Üstad hazretleri bu soru-cevaptan sonra, Hz. Ali’nin kasidelerinden en ünlüsü ve en gizemlisi olan Celcelûtiye kasidesinde; “Sirâcü’n-Nûr (Risâle-i Nûr) gizli olarak yakılır ve aydınlatır! Kandiller kandili gizli olarak tutuşturulur. O da her tarafı aydınlatır!” fıkrâsını bulduğunu, bu fıkranın açıktan ve ismiyle Risâle-i Nûr’dan bahsettiğini kaydediyor. [19] Celcelûtiye Süryanice yazılmış açık ve anlaşılır bir dua nazmıdır. Kimi beyitler peş peşe gelen bir 2 beyitle özetlenmiş olarak verilmiş olduğundan, söz konusu beyitlerin bağımsız meali verilmemiş gibi gözükse de, genel itibariyle meali verilmeyen beyti yoktur. Bize okuyup feyiz almak düşüyor.[26]
Teşehhüt konusunda Hanefî âlimleri, İbn Abbas’tan gelen rivayeti kabul etmemeleri dine bir zarar vermediği gibi, İbn Abbas’ın ebced hesabı konusunda söylediklerini kabul etmemek, buna karşılık -tarih boyunca- hem mahdut hem de matbu nüshalarında gösterildiği gibi, Celcelûtiye kasidesini bizzat ebced hesabına göre yazan Hz. Ali’nin sözlerini kabul etmekte de dinî ve ilmî hiçbir sakınca yoktur.[20]

Celcelûtiye ve Hz. Ali

Arşın meleklerin omzunda taşınabilmesi, güneşin nuru ve ziyasının belirmesi, ayın ışık vermesi, Cibril'in göğe çıkıp yere inmesi, Mikail'e yağmurlar ve damlaların itaati, İsrafil'in Sur'a üfleyebilmesi, Azrail'e mahlukatın canının teslim olması ve yedi kat göğün yükselmesi ve yedi kat yerin sabit durması, hep Celcelûtiye'nin sırlarındandır. Aslı Süryanice olan bu dua, Kainatın Efendisi tarafından Hz. Ali'ye tevdi edilmiş ve Hz. Ali tarafından da Arapça lisanıyla eşsiz bir kaside olarak kaleme alınmıştır. Hz. Ali'nin bu büyük duanın nazmına memur edilişindeki hikmeti Üstad Necip Fazıl şöyle anlatır:

Bütün İslam büyüklerince kabul edilmiş bir gerçektir ki; Hz.Ali insanoğlunun en büyük lisanı olan Arapçada mânâların kahramanı olduğu kadar bir lisanın iskeleti demek olan gramer ilminin de kurucusudur. Ayetlerin nazil oluşundaki zaman, sıra, vesile ve murad, en mahrem noktalara kadar bilgisi içinde olduğundan, Allah'ın kitabını derlemek ve toplamakta ondan daha saygılısı düşünülemez. Kimsesiz evinde Hz.Ali, önünde ceylan derileri, tuğlalar ve sırt kemiklerine yazılı ayetler, her an iç ve dış hikmetlerine göre Kurân binasını kurmakla meşgul. Nitekim Hz. Ebûbekir zamanında başlayıp Hz. Osman devrinde tamamlanacak olan bu temel iş, ilk ustası olarak Hz. Ali'yi buluyor.
Bediuzzaman, şunları söylüyor: “Hz. Ali’nin Âyet-ül-Kübrâ namını (adını) verdiği " 7. Şuâ" ı bitirdiğim aynı vakitte -îtikadımca bana acele bir mükâfat ve bir ücret olarak geceleyin Celcelûtiye’yi okudum. Birden bir ihtar-ı gaybî gibi kalbime denildi: Ali Risale-i Nur ile çok meşguldür. (Hz. Ali)Mecmuundan haber verdiği gibi kıymetli risalelerine de işaret derecesinde remzedip îma ediyor. Eğer sarîh bir şekilde (açık bir biçimde) gaybden haber vermek (çok zararları bulunduğundan hikmete münafi olduğu için) hikmet-i İlâhiye (İlahi hikmet/Allah) tarafından yasak olmasaydı tasrih edecekti (açıklayacaktı).” [21]
“Gerçi manen ben Hz. Ali’nin bir veled-i mânevîsi hükmünde, ondan gerçek dersini aldım. Ve Âl-i Muhammed’in bir mânâda gerçek Nur şakirtlerine şamil olmasından ben de Âl-i Beyt’ten sayılırım. Risale-i Nurun üstadı ve Risale-i Nur’a Celcelûtiye kasidesinde rumuzlu işaretiyle pek çok alâkadarlık gösteren ve benim hakâiki îmaniyede özel üstadım, “Ali” dir ve âyetinin nassiyle, Âl-i Beyt’in muhabbeti, Risale-i Nur’da ve mesleğimizde bir esastır ve Vehhabilik damarı, hiçbir cihetle nûrun gerçek şakirtlerinde olmamak lâzım geliyor” [22]
“Ben üveysî bir tarzda bir kısım ilm-i gerçeği (ilmi bilgileri) Hüccet-ül-İslâm olan İmam-ı Gazalî den almıştım. Şimdi anlıyorum ki: İmam-ı Gazalî aynı dersi üveysî bir tarzda Ali dan almıştır.” [23]
“Malûm olsun ki: Celcelûtiye’nin esası ve ruhu olan " el-Kısmu’l-Câmiu ve’d- Da’vetu’s-Şerîfetu ve’l-İsmu’l-A’zam" Ali ’nün en mühim ve en müdakkik Üveysî bir şâkirdi ve İslâmiyet'in en ünlü ve parlak bir hücceti olan İmam-ı Gazalî Hüccet-ül-İslâm diyor ki: " Onlar (Celcelûtiye) vahiy ile Peygambere nazil olduğu vakit Ali’ye emretti: " Yaz" . O yazdı. Sonra nazmetti." İmam-ı Gazalî diyor: Bunlar şeksiz dünya ve ahiret hazinelerinden bir hazinedir. İmam-ı Gazalî, İmam-ı Nureddin’den ders alarak bu Celcelûtiye’nin Süryanî kelimelerini, hem kıymetini ve hasiyetini şerhetmiş.” [24]

Celcelûtiye ve ism-i Azam

Hz Ali'nin kasidesi olarak bilinen Celcelûtiye; İsm-i Azâm'ı içeriğinde taşıyan büyük bir duadır. Yeşil bir atlas üzerinde semadan indiği rivayet edilmektedir.[6] Hz. Ali demiştir ki: “Ben Cebrâil’in şahsını gök kuşağı sûretinde gördüm. Sesini işittim. Sahifeyi aldım. Bu isimleri içinde buldum!” [25][26] Kasidenin havassı: bir çok gizemi, daveti, rüyet ve müşahadeyi muhteviddir.[6] Allah’ın en büyük ismi olan İsm-i Azam bu duânın içerisinde gizlenmiş olduğundan, bu duâyı okuyarak Allah’a sığınan kimsenin, dünya ve âhiret işlerinde çok kolaylıklar ve bereketler göreceği müjdelenmiştir.[2]
Hz. Ali tarafından, nazmedildiği bildirilen Celcelutiyye duasının birçok havassı olduğu İmam-ı Bûnî, İmam-i Gazali ve diğer büyük alimler tarafından nakledilmiştir. Hatta bu duanın içinde İsm-i Azam duası bulunduğu ve Cibril-i Emin vasıtasıyla Allah Resulüne indirildiği, Kainatın Efendisinden gelen haberler arasındadır.  Bu hediye, için İmam-ı Gazâlî hazretleri nakleder ki:
Cebrâil Aleyhisselâm Peygamber Efendimiz’e dedi ki: "Ya Muhammed! Rabb'in sana selam ediyor ve selamın en mükerremini sana tahsis buyuruyor. Sana bu hediyeyi ihsan buyurdu." Bunun üzerine Hz. Muhammed: "Ey kardeşim Cebrail! Bu hediye nedir?" dedi.Cebrail: "Bu hediye, içinde İsm-i Azam ile en kapsamlı kasem bulunan büyük duadır." diye cevap verdi.Hz. Muhammed: "Ey kardeşim Cebrail! Bu duanın adı nedir? Keyfiyeti nasıldır?" diye sordu.Cebrail dedi ki:"Ya Muhammed! Bu duanın adı Bedi'dir (Celcelûtiye). İçinde en yüksek kasem ve İsm-i Azam vardır. O İsm-i Azam ki:
  1. Arş-ı Ala'nın kenarına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Allah'ın arşını taşıyan melekler bu arşı kaldıramazlardı!
  2. Güneşin kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, güneşin ışığı ve nûru olmazdı!
  3. Ay'ın kalbine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, ay ışık veremezdi.
  4. Cebrail'ın kanadına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, Hz. Cebrail yer yüzüne inemez, semaya çıkamazdı!
  5. Mikail'in başına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı yağmurlar ve damlalar ona itaat etmezlerdi.
  6. İsrafil'in alnına yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı sur üfleyemezdi.
  7. Azrail'in elinin üzerine yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, tüm yaratılanların canlarını alamazdı.
  8. 7 kat göklere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı gökler yükselemezdi.
  9.  kat yerlere yazılmıştır. Eğer yazılmış olmasaydı, yedi kat yerler, şimdi olduğu gibi sabit olmazdı! Bu ismi Adem okumuştur!" [27][28][26]
Bedîüzzaman'ın, “İsm-i Azam ya da İsm-i Azamın altı nûru” unvanıyla 30. Lem’a’da açıkladığı ve Hz. Ali için birer İsm-i Azam olduğunu beyan buyurduğu Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl ve Kuddûs isimlerinin Celcelûtiye’de geçen İsm-i Azam’dan olduğunu 18. Lem’anın satır aralarından çıkarabiliyoruz. [2][26]

Celcelûtiye Kasidesinde Geçen Süryanice Esmalar

Hz. Ali (r.a) Efendimizin Celcelûtiye Adlı kasidesinde geçmekte olan ortalama elli Süryani lisanında ki Esmaların Arapça karşılıkları aşağıdadır. Esmaların bazılarıyla alakalı farklı karşılıklar olsa da biz Alimler arasında en muteber rivayetleri derledik....

Biacin-Bacin.................Allah (c.c)
Ehucin .............................Ehad
Celcelutin....................... Bedi’
Helhelet ..........................Basıt
Samsamin .......................Bariu
Tamtamin .......................Sabit
Taytafet ..........................Cebbar
Mihraşin.......................... Halim
Şemahın ..........................Halıg
Eşmehın ...........................Şedid
Sellemet-Semet ..............Selam
Ğalmehet .........................Hakim
Celcelet............................ Gadir
Şemhisa-şemhesa............ Ya Rabbi-Ya Rahman
Şelmeha .............................Muğni
Zeymuhın-............................Beyzuhın Hakemun-Adl
Celalin Bazihın.................... Azze ve Celle
Şerantahın ...........................Rauf
Begdusin.............................. Münezzeh
Berkutin ................................Rahim
Şelmehın-...............................Seymanun Hak
Numuhin ................................Samed
Esaliya ....................................Şehid
Salsalet ...................................Kafi
Esbelet ....................................Semi’
Havsemet-Havsemin .............Basir
Devsemin................................. Zahir
Berasemin............................... Ğaniy
Berhutin................................... Bari’
Bazehın.................................... Metin
Ebramin................................... Hallak
İrtehat..................................... Tevvab
Betakun .................................Dıyaennur
Biha ...........................................Hu
Bite’dadin ................................Hamidül mecid
BiberhutinTebrizin ...................El Evvel vel Ahir
Berhak....................................... Mu’id
Yeşmehın ..................................Garib
Şelmehet ...................................Fettah
Celya ..........................................İlahi
Teşemmehat............................ Tealeytefililm-EssirriAlim
Yerhaf-Biberhın-Tevratta geçer......... Mubdi-Muid Manalarında
Beramihun-Yeşmehun ...........................Allamulğuyub
Bihilkuni-Atarat-diğer rivayet............... Allamulğuyub
Yanuhin .................................................. ...Kerim
Aytalen Kaviyyül-......................................Kahir
Aletveteşemmehat .....................................La Yeğlibu-Allahu Ğalib
Yahin Veyayuhin ...........................................Hayyul kayyum

Celcelûtiye'nin Havass ve Esrârı

Hz. İmamı Ali tarafından tertip olunan Bu Celelutiye duası okunuşu fazileti virdi. Esmai ilâhiyyenin Süryani lisanında toplanmış olduğu bir duadır. İçinde ismi azamin olduğu rivayet edilir. Celcelûtiye hakkında bir çok yazılar Arapça ve Türkçe olarak neşrolunmuştur. Bu duaların düzeltilmişi bundan 50 yıl önce Mecmuatül ahzap isimli eserde neşrolmuştur. Birçok eski en’amlarda da Celcelûtiyenin duası ve vefk’ı vardır.
İmam Gazalî, hocası İmam Nureddin el-Isfahanî, İmam Ahmed el-Bunî ve Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’ye göre, Celcelûtiye kasidesinin aslı vahiydir.Celcelûtiye, Hz. Resul-i Ekrem’in derslerine istinaden, Hz. Ali tarafından telif edilen Süryanice bir kasidedir. Mecmuat-ül Ahzab’ın 1. cildinde yer almaktadır. Bediüzzaman, Gazali gibi çok imamların Celcelûtiye’yi şerh ettiklerini söylemiştir. İmam Gazali’nin Celcelûtiye şerhi, Ziyaeddin Gümüşhanevî'nin derlediği Mecmuatu’l-Ahzap adlı eserinin “Şazelî” adlı cildin 508. sayfasından itibaren başlar. Fakat bu şerhler, kelimelerin açıklamasından ziyade Kasidede yer alan beyitlerin hassalarını açıklayan bir mahiyettedir. Süryani kelimelerden az bir kısmının anlamı verilmiştir.Celcelûtiyenin kendisiyse, aynı cildin, 499-531 sayfaları arasında yer almaktadır. Kasidedeki bütün beyitlerin altında onların ebced değerleri de yazılmaktadır.Hz. Ali tarafından Celcelûtiye adıyla ve cifir ilmine göre birçok tarih de düşürülerek Süryani diliyle nazmedilmiş ve kaside haline getirilmiştir. Yüksek ve etkili bir duadır. Bir isimler hazinesidir. Allah'ın rahmetini celb etmesi hasebiyle bir rahmet hazinesi ya da bir Cennet hazinesi demek de mümkündür. Allah'ın en büyük ismi olan İsm-i Azam bu duanın içerisinde gizlenmiş olduğundan, bu duayı okuyarak Allah'a sığınan kimsenin, dünya ve ahiret işlerinde çok kolaylıklar ve bereketler göreceği müjdelenmiştir.
Allah batınını envarın sırlarıyla aydınlatır, gönlünü açar, rızkını bollaştırır. Düşmanını kahreder. Şeyh efendi buyurmuştur ki; mim (م ) de nun gibidir, kevni gayede sırrı muhaffef esas ve başlangıçtır. Nun hak içindir mim ise başlangıcın başlangıcı ve gayelerin gayesidir. Nun (ن ) berzahı marifetdeki ruhtur. Mimin berzahı ise rabbun fill-beriyyatdır. Nun'un üç şekli vardır...Nun yaratılışı varlık aleminde mastur olan yüce işler içindir. Aslı, arşi zatta bakidir, furuu; kılletin hamili ve gölge edenin gölgesi olarak süfli harfin altındadır. Hz. Peygamberin sözünde buna işaret vardır: Sadaka, hiçbir gölgenin bulunmadığı günde sahibini gölgelendirir.
Sad (ص ) harfi: cümle ve bütün üzre beşinci alt dereceden hararet ve rutubete sahiptir. Tafsiline gelince: birinci derecede orta hararete sahiptir, birinci mertebeden soğukluk ihtiva eder. Sad: Melekut harflerinden olup bilinen şekildedir, ulvi ve sufli ervahı taşıyıcıdır. Güçlü bir mekena ve şerif bir zamana sahibdir. Bunun için her kim sıdkile zahir batın isimlerine devam ederse yaratılış alemindeki sırlara şahid olur. Herkim doksan kere sad harfini bir kağıda yazar, üzerinde taşırsa düşmanına galip gelir. Yine herkim aynı şekilde yazıp üzerine asarsa oruçluyken veya diğer halde açlık hissetmez. Herkim sad harfini bir deriye yazar ve bu ayeti de ( وله ما سكن فى الليل ونهار ) (العليم ) e kadar yazıp baş ağrısı olan kimse üzerine asılırsa, o ağrı geçer. Yine herkim aşağıdaki görüldüğü üzre sad dairesini bir yumurta üzerine yazıp pişirdikten sonra nüfesaya yedirirse şifa bulur...
Şeyh Ahmed-i Bûni Hazretleri Celcelûtiyye hakkında: Ancak Hak ehli olanlara, bu dua ve vefkinin bereketiyle, insanlarda birtakım sırlar ve deliller ortaya çıkmaktadır. Hayf bu duayı okuyup da kadr-ü kıymetini anlamayanlara demiştir.
ا ج ل ب و ا و ه ي ج و ا ق ل ب ف ل ا ن ا ب ن ف ل ا ن ة ا ل ى ك ذ ا و ك ذ ا "Ey bu isimlerin hüddâmı, bu isimlerin size karşı olan hakkı ve nezdinizdeki hürmet ve saygısı için filânca kadının oğlu filanca kişinin kalbini şu ve şu şeye doğru heyecanlandırarak çekiniz." der. Ve bu nüshayı başının üstünde taşırsa istenilen kimsenin kalbi ve hatırı Allah’ın izniyle isteyene doğru sevgi ve muhabbetle çekilip gider.
ا ف ض ل ي م ن ا ل ا ن و ا ر ف ي ض ة م ش ر ق ، ع ل ى و ا ح ى م ي ت ق ل ب ى ب ط ي ط ف ت
Bu beytin hâssaları: Kim bu beyti Cuma namazı vaktinde yazar ve bir de şu:٢ ٧ ر ه ر س ب ا و ر ص ظ ى ف ح ه ا ه ا ق س ع م ح ه ب د و م ن ى د و ا ف ص د ي ه ش ٣ isimlerle beraber yandaki şu vefki yazarak sağ kolunda taşıyan kimse cepheye ve savaş sahasına vardığı zaman ona Allah’ın izniyle düşmanın kılıcı, mızrağı, ne oku ve ne de herhangi bir silahı isabet etmez [29]
١ ١ ٢ ٤١ ١ ٢ ٧١ ١ ٣ ٠١ ١ ١ ٧
١ ١ ٢ ٩١ ١ ١ ٨١ ١ ٢ ٣١ ١ ٢ ٨
١ ١ ١ ٩١ ١ ٣ ٢١ ١ ٢ ٥١ ١ ٣ ٢
١ ١ ٢ ٦١ ١ ٢ ١١ ١ ٢ ٠١ ١ ١ ٣
و ص ب ع ل ى ا ل ر ز ق ص ب ة ر ح م ة
ف ا ن ت ر ج ا ء ا ل ع ا ل م ي ن و ل و ط غ ت
Bu beyti 28 defa okuyan kimseye yüce Allah bilmediği ve düşünmediği yerlerden rızık ve hayırlı şeyler gönderir, onu kimseye muhtaç etmez. Bu beyti okuyan tüccarsa Allah onun alışını verişini, alıp vermesini kolaylaştırır, malına bereket ihsan eder. Bu beyti güzelce okuyamayan kişi bir defa yazarak, öd ağacı ile tütsü yapar ve karada, denizde, seferde ve hazarda uyku ve uyanıklık halinde şu vefkle birlikte yanında taşırsa anılan şeylere nail olur. Vefk-i şerîfin şekli şöyledir
١ ٣ ٥ ٤١ ٣ ٥ ٩١ ٣ ٥ ٢
١ ٣ ٥ ٣١ ٣ ٥ ٥١ ٣ ٥ ٧
١ ٣ ٥ ٨ ١ ٣ ٥ ١١ ٣ ٥ ١
[30]

Celcelûtiyenin Hassaları

Mühim bir iş için okunmak istenirse okumadan evvel temiz abdest alarak 2 rekat namaz kıldıktan sonra okumaya başlamalı...
1 — Kuraklık için 31 kere.
2 — Ateşten ve yangından kurtulmak için (7) okuyup yangın tarafına üflemeli.
3 — Denizde fırtınadan selâmet bulmak için 31 kere okumalı.
4 — Korktuğun kimselerden bir isteğin olursa Pazar günü sabahleyin vefkı yazılıp taşımalı.
5 — Sevgi ve hürmet için Pazartesi misk ve zaf- ran, gülsuyu ile vefkı yap taşı.
6 — Salı günü öğle vakti yazılırsa silâh tesirinden masun kalır. Öd ağacı ve cavi ile tütcülemeli.
7 — Düşmanlarının dilini bağlamak için ve şerlerinden korunmak için Çarşamba ğünü güneş doğmadan yazılacak.
8 — Ticaret için Perşembe günü bir beyaz beze yazıp üzerinde taşımalı.
9 — Zenginlik için Cuma günü yazıp cavi ve karanfil ile tütsülenecek.
10 — Tabiattan olan hastalıklardan muhafaza için Cumartesi günü sabah mavi mürekkeple yazılacak.
11 — Cuma gecesi yazıp öd ve sandal ağacıyle tütsüleyip taşınırsa felç. Titreme, kâbus, zehir ve haşerat- tan muhafaza eder.
12 — Yeni bir kap içine vefkı yazılıp temiz bir su koyup içerse bütün dertlere deva’dır. Yemekten önce içilecek.
13 — Zafiran, gülsuyu ve miskle yazıp taşırsa has-talik gelmez ve hakir görenlerin nazarında büyür. Borçlu olursa borçtan kurtulur.
14 — Gebe taşırsa kolayca doğurur.
15 — Çalışmış bir şeyin geri getirilmesi için iğne ucuyla ufak bir mum üzerine kaybı yazmalı ve vefkı’da bir kâğıda yazıp muma bir iplik ile sanp elde tutmalı ve şu duayı okumalı (Allahümme inni es’elüke bi hakkı hazihil daveti şerife ve vefkll muazzam ve tamike! azi- mül â’zam entürlt (Kaybın ismi)
Mal gelene kadar çalman yerde Celcelûtiye ve dua okunacak. :
16-Hüddamım elde etmek için; 7 gün oruç tutulacak. Pazar günü başlanacak, riyazat yapılacak ve kimse ile görüşmüyeoek. Vefkı üzerinden ayırmayıp Celoe- lutiye’yi 7 kerre okuyacak. Bir isteği varsa gecede 70 defa okuyacak. Buhurları: Karanfil, cavi vemavi mürep- kep. Allaha ve hazret! Peygambere yalvarıp hacetini is- tiyecek. 7.nci gün bir ruhani gelir... Dileğini yapar. Ve bu 7 günden sonra fena adamlarla oturmuyacak, az yiyecek gece ve gündüz Celcelûtiyeyi 7 şer defa okuyacak. Kendini haramdan muhafaza edip ibadet ve,zikire ehemmiyet verecek.
17 — Rızık bolluğu ve zaruretten kurtulmak için günde (15) okuya.
18 — Gece dört kere okursa düşman şerrinden korunur

Celcelutiye duası
"Bede'tü bibismillehi ruhi bihi nehtedet. İle keşfi esrarin bibatinihi intavet.
Ve salleyte fişşani ala hayrü halkihi. Muhammedin men zahaddalalete velğalet.
İlahi lekad aksemtü biismike daiyen. Biacin ehvecin celcelutin helhelet.
Seeltüke bil ismil azami gadruhü. Ve yessir umri ye elihi bisalmehet.
Ve ye hayyü ye gayyumu ed'üke racian. Bievin eyucin celceliyyütin helhelet.
Bisamsamin tamtamin ve ye hayra bezi hin. Bimihrasi mihrasi mihrasin bihin neru uhdimet.
Biacin ehucin ya ilahi muhevvicin. Ve ya celcelutin bil icabeti helhelet.
Lituhyi hayatel kalbi min denesin bihi. Bigayyumin gamessiru fihi ve eşragat.
Aleyye ziyaun minbeverigi nurihi. Feleha ale veçhi senaün ve ebragat.
Ve subbe ale kalbi şeabibu rahmetin. Bihikmeti mevlanel kerimi feentagat 
Ehatat bihil enveru min külli canibin. Ve heybetü mevlenel azimi bina alet.
Fe Sübhaneke'llahümme ye hayra bariin. Ve ye hayra hallagin ve ekramel men beat.
Febelliğini gasdi ve külle meraribi. Bihaggi hurüfin bilhicai tecemmeat.
Bisırrı hurüfin üdiat fi azimeti. Binüri nüri senail ismi verrühi gad alet.
Efizli min'el envari ya Rabbi feyzuhü. Bissirri ve ahya meyyiti kalbi bisalsalat.
Ele ve elbisenni heybeten ve celaleten. Ve küffe yedel a'dai anni bi ğalmehet.
Ele ve ahcübenni min adüvvin ve hasidin. Bi hakkı şemahın eşmehın sellemet semet.
Bi nüri celalin bazihın ve şerantahın. Bi kuddüsin berkütin bihiz zulmatüncelet.
Ele vakdı ya Rabbahü bin nüri haceti. Bi nüri eşmehin celya serian kadınkadat.
Biyadin ve yayühin nemühin asaliyen. Ve ya aliyen yessir ümuri bi saysalet.
Ve amnahni ya zel celali kerameten. Bi esrari ilmin ya haliymü bikencelet.
Ve hallısni min külli hevlin ve şiddetin. Eya cabiral kalbil kesiyri minel habet.
Ve ahrisni ya zelcelali bi kafi kün. Bi nassı hakıymı katııs sırri asbelet.
Ve sellim bi bahrin ve a'tıni hayra berriha. Fe ente melazi vel kürubi bikencelet.
Ve subbe aleyyer rizka sabbate rahmetin. Fe ente racaul alemiyne velev tağat.
Ve asmim v ebkim sümme a'mi adüvvena. Ve ahrıshüm ya zelcelali bi havsemet.
Ve fi havsemin mea devsemin mea devsemin ve berasemin. Tehassantü bil isnil azıymi minelğalet.
Ve a'tıf kulübel aleymiyne bi eshira. Aleyye ve elbisenni kabulen bi şelmehet.
Ve yessir umürana ya ilahi ve a'tına. Minel ızzi vel ulya bi şemhın ve eşhamet.
Ve esbil eleynes setra veşfi kulübena. Fe ente şifaün lil kulübi minel ğaset.
Ve barik lenallahümme fi cem'ı kesbina. Ve hülle uküdel usri biyayühin irtehat.
Biyahin ve yayühin ya hayra bazihın. Ve ya men lenelerzaku min cüdihi nemet.
Nehruddü bikel a'dae min külli vichetin. Ve bil ismi termihim minel bu'di bişşetet.
Ve ahzilhüm ya zelcelali bi fadli men. İleyhi seat dabbül felati ve kad şeket.
Fe ente recai ya ilahi ve seyyidi. Fe fülle lemimel ceyşi in rame bi adet.
Ve küffe cemiyal mudırrine keydehüm. Ve anni bi aksamike hatmen ve ma havet.
Fe ya hayra mes'ulin ve ekramel men a'ta. Ve ya hayra me'mulin ila ümmetin halet.
Ekıd kevkebi bil ismi buran ve behceten. Meded dehri vel eyyami ya nuru celcelet.
Biacin ahucin celemhucin celaletin. Celilin celcelutin cemahin temehracet.
Bi ta'dadi ebrumin ve simrazi ebramin. Ve behrati tibrizin ve ümmin teberreket.
Tükadü siracün nuri sirran beyaneten. Tükadü siracüs sürci sirran tenevverat.
Bi nuri celalin bazıhın ve şerantahın. Bi kuddüsi berkütin bihin naru uhmidet.
Biyahin ve yayühin nümuhin esaliyen. Bi tamtamin mihraşin li naril ıda semet.
Bi halin ehilin şel'ın şel'ubin şaliın. Tahiyyın tahubin taytahübin tayyatahet.
Enühın bi yemlühın ve ebruhın uksimet. Bi temliyhı ayatin şemuhın teşemmehat.
Ebaziha beyzühın ve zeymühın ba'deha. Hamaruhı yeşrühın bi şerhın teşemmehat.
Bi belhın ve simyanin ve bazuhın ba'deha. Bi zeymühın eşmühın bihil kevnu ummirat.
Bi şelmehatin akbil düai ve kün meıy. Ve kün li minel a'dai hasbi fe kad beğat. 
Fe ya şemhasa ya şemhasa ente şemleha. Ve ya aytala hatlür riyahı tehalhalet.
Bikel havlü ves savlüs şedidu li men eta. Libabi cenabike velteca zulmetüncelet.
Bi taha ve yasin ve tasin kün lena. Bi tasim mimin lis seadetıkbelet.
Ve kafin ve kayain ve aynin ve sadiha. Kifayetüna min külli aynin bina havet.
Bi hamime aynin sümme sinin ve kafiha. Himayetüna minhel cibalü tezelzelet.
Bi kafin ve nunin sümme hamimin ba'deha. Ve fi süretid dühani sirran kad uhkimet.
Bi elifin ve lamin ven nisa ve uküdiha. Ve fi suretil en'ami ven nuri nüvvirat.
Ve elifin ve lamin sümme rain bi sirriha. Alevtü bi nuril ismi min külli ma cenet.
Ve elifin ve lamin sümme mimin ve raiha. İla mecmeil ervahi ver ruhi kad alet.
Bi sirri havamimil kitabi cemiıha. Aleyke bi fadlin nuri ya nuru uksimet.
Bi amme abese ven nazıati ve tarikın. Ve fi vessemai zatil bürucı ve zülzilet.
Bi hakkı tebareke sümme nünin ve salin. Ve fi süretit tahmizi veş şemsi küvvirat.
Ve bizzariyatiz zerri ven necmi iz heva. Ve bikterabet liyel ümuru tekarrabet.
Ve fi süveril kur'ani hizben ve ayeten. Adede ma karael kari ve ma kad tenezzelet.
Fe es'elüke ya mevlaye fi fadikellezi. Ala külli ma enzelte kütben tefaddalet.
Bi ahiyyen şerahiyyen ezunayi sabvetin. Asbavüsin ali şeddaye aksemtü bi taytağat.
Bi sirri büduhın ekhezetin betadin zehecin. Bivahil veha bil fethi ven nasri esreat.
Bi nuri feceşin mea sazhazin ya seyyidi. Ve bil ayetil kübra eminni minel fecet.
Bi hakkı fekacin mea mahmetin ya ilahena. Bi esmaikel hüsna ecirni mineş şefet.
Hurufün li behramin alet ve teşamehat. Ve ismi asa musa bihiz zulmetün celet.
Tevesseltü ya rabbi ileyke bi sirriha. Tevessüle zi züllin bihin nasühtedet.
Hurufün bi ma'naha lehel fadlü şürrifet. Meden dehri vel eyyami ya rabbinhanet.
Deavtüke ya Allahü hakkan ve inneni. Tevesseltü bil ayati cem'an i ma havet.
Fetilke hurüfün nuri fecma havassaha. Ve hakkık meaniha bihil hayrü tümmimet.
Vahdurni avnen hadimen müsehharan. Tuheymefyailü bihil kürbetüncelet.
Fe sehhir li fiha hadimen yütıy'uni. Bi fadli hurufi ümmil kitabi ve ma telet.
Ve es'elüke ya mevlaye fismikellezi. Bihi iza düiye cem'ul ümuri teyesserat.
İlahi ferham da'fi vağfirli zelleti. Bi ma'kad deatkel enbiyau ve tevesselet.
Eya halikıy ya seyyidi ıkdı haceti. İleyke ümuri ya ilahi tesellemet.
Tevesseltü ya Rabbi ileyke bi ahmeda. Ve esmaikel husnelleti hiye cümmiat.
Fe cüd va'fü vasfah ya ilahi bi tevbetin. Ala abdikel mikini min nazratin abet.
Ve veffıkni lil hayri ves sıdkı vettüka. Ve eskinennil firdevse mea firkatin alet.
Ve kün bi raufen fi hayati ve ba'de ma. Emütu ve elka zulmetel kabrin celet.
Ve fil haşri beyyıd ya ilahi sahifeti. Ve sekkıl mevazini bi lutfike in eraddet. 
Ve cevvizni haddes sıratı mühervilen. Vahmini min harri narin ve ma havet.
Ve samihi min külli zenbin ceneytühü. Vağfir hatıy'atiyel izame ve in alet.
Feye hamilel ismillezi celle gadruhü. Teveffe bihi küllel umüri tesellemet.
Fegatil vele tehşe veharib ve le tehaf. Vedus külle ardin bil vuhuşi teammerat.
Ve egbil vele tehrab ve hasim men teşeü. Ve le tehşe be'sen lil mulüki velev havet.
Fele hayyetün tehşe vele agrabun tera. Ve le esedün ye'ti ileyke bihemhemet.
Ve le tehşe min seyfin ve le tağni hançerin. Ve le tehşe min rumhin ve le şerrin eshemet. 
Ceza men karae haza şefaatü ahmeda. Ve yuhşerru fil cennati mea hürin huffifet.
Va'lem bi ennel Mustafa hayrü mürselin. Ve efdalü halkıllahi men kad teferrakat.
Ve saddır bihi cahihi külle hacetin. Ve selhü li key tencüve minel cevri vettağat.
Ve salli ilahi külle yevmin ve saatin. Alel mustafel muhtari ma nesmetün semet.
Ve salli alel muhtari vel ali küllihim. Ke addi nebatil erdı ver rıyhı ma serat.
Ve salli salaten temleül erda ves semae. Kevebli ğamamin ma'ruüdun tecelcelet.
Fe yekfike ennellahe salla bi nefsihi. Ve emlakehü sallet aleyhi ve sellemet.
Ve sellim aleyhi daimen mütevessilen. Meded dehri vel eyyami ma şemsun eşrakat. 
Ve sellim alel athari min ali haşimin. Adede ma haccel hacicu ve sellemet.
Verda ya ilahi an ebi bekrin mea umera. Verda ala osmane mea hayderis sebet.
Kezal alü vel ashabü cem'an cemiuhüm. Meal evliyai ves salihıyne ve ma havet.
Mekalü aliyyin vebni amni Muhammedin. Ve sirru alümin lil halaikı cümmiat."
Celcelutiye duası meali
"Bismillah ile başladım, ruhum, O'nun sayesinde besmele içinde saklı olan çok sırlar keşfetti.
İkincisinde O'nun yarattıklarından en hayırlısı Hz Muhammed'e salavat getirdim. O Muhammed ki, dünyadaki bütün yanlışları gidermiştir.
Ey ilahım, Senin isminle dua ettim. Her zaman açık olan ve giderek parlayan Ehad ve Bedi isimlerinle Sana yalvarıyorum.
Kadri ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey güçlü kadir Allah'ım, Sen bütün işlerimi kolaylaştır.
.Ey Hayy ve Kayyum olan Allah'ım, umut ederek daima Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi isimlerini şefaatçi yapıp yüksek sesle bağırarak Sana yalvarıyorum.
Denizin ortasında vurulmuş kılıç gibi isimlerinle, ey yaratanların en hayırlısı Allah'ım, olayları yönlendiren, savaşla barışı sağlayan isimlerinle Sana yalvarıyorum, bu fitne ateşi söndürülsün!
Ey İlahim, her işe her derde hemen müdahale eden, süratle icabet eden Allah, Ehad ve Bedi isimlerinle yalvarıyorum.
Kalbin hayatını canlandırasın, ondaki kirleri temizleyesin. Kayyumiyetinle onu ayakta tut, kayyumiyet sırrı onda her zaman kalsın, daima parlasın.
Bu Hayy ve Kayyum nurunun şimşeklerinden bir ziya üstüme parladı, kalbime bir parıltı geldi, şimşek çaktı.
Bu Hayy ve Kayyum nurunun şimşeklerinden bir ziya üstüme parladı, kalbime bir parıltı geldi, şimşek çaktı.
Ve kalbimin üstüne rahmet sağanakları döküldü. Kerim olan Mevla'mız Allah'ın hikmetiyle, Ve bu biçimde, bu rahmet, hikmet, kerem hakikatleri konuştular.
Bundan sonra her taraftan nurlar beni kuşattı. Ve büyük olan sahibimiz Allah'ın azameti bizi yüceltti.
Allah'ım Seni tenzih ederim, Sen yaratanların en hayırlısı, Ve çok mükemmel yaratansın. Biat yapanların en iyisisin!
Allah'ım beni amacıma ulaştır, bütün ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri biçiminde toplanan Huruf-u Mukattaa hakkı için..
Muskama emanet olan harflerin sırrı hürmetine, İsimlerinin nuru parlaklığı hürmetine, yüce Ruhların hürmetine.
Bana nurlardan daha parlak bir feyiz üzerime akıt, Nur isminle kalbimin ölmüşlüğünü dirilt! 
Ne olur heybetinle üzerime bir heykel, celal giydir, düşmanlarıma el çektir.
Kadri yüce, aziz isimlerinin hürmetine beni düşmanlardan, hasetçilerden koru.
Bunu Rauf, Celal, Kudüs, Münezzeh ve Rahim isimlerinin nuruyla ihsan et. 
Ey Rabbim! O nurla ihtiyaçlarımı gider. Selam Hayy isimlerinle hacetimi süratle yerine getir.
Ma'bud, Hu, Samed ve Şehid isimlerinin hürmetine, Kafi isminle işlerime kolaylık ihsan et.
Ey Celal sahibi! Ey Halim! Senin yardımınla açılan ilmin sırrıyla bana ikram et! 
Sıraları kesin inkişaf etmiş olan Kuran-ı Hakim'in açık ve nurani ifadeleriyle beni korkulardan ve sıkıntıdan koru!
Ey Celal sahibi ey kırk gönlü üzüntüden kurtarıp saran! Kaf hürmetine beni koru!
Tehlikeler içinde beni güvende kıl, buradan beni hayırlı selametine çıkar! Benim sığınağım sensin ve sıkıntılar sadece seninle ortadan kalkar.
Rahmetin olan yağmurunu üzerime yağdırır gibi rızık yağdır üzerime. Günahları fazla işleseler de, alemlerin umudu sensin.
Ey Celal sahibi! Basir isminle düşmanlarımızı dilsiz, sağır, kör ve konuşamaz et.
Alim ve Gani ismi şeriflerinle birlikte Sabur ismine sığınarak, yanlışlardan, hatalardan korunurum.
Bütün mahlukatın gönlünü lütfunla bana çevir. Fettah isminle maklubiyet elbisesini bana giydir.
Ya İlahi! Selam isminle işlerimizi kolaylaştır, bize yücelik ver.
Üstümüze af örtüsü geçir, kalplerimize şifa ver.
Hu isminle rızkımıza bereket ihsan et, güçlükleri çöz.
Ey Mabud, ya Hu, Ya hayre'l bizim için cömertliğinle rızıklar sun.
Düşmanları senin yardımınla def ederiz.
Ey Celal sahibi! Hz Muhammed'in hürmetine onları yüzüstü terk et.
Ya ilahi! benim ümidim sadece sensin. Beni tahrik edenleri dağıt.
Kesin yeminlerin hürmetine zararlı olanların tuzaklarını benden uzak tut.
Ey ihsanda bulunanların, dilekte bulunanların, ümit kapılarının en değerlisi.
Ey ilmiyle nüfuz eden Nur! yıldızımı nurlu kıl, parlamaya devam ettir.
Nurun kandili gizli açık bir şekilde tutuşturur. Kandiller kandili gizli nurlanır.
İzzet sahibi, celal sahibi mukaddes olan Rahim'in nuruyla küfrün ateşini söndürülür.
Ma'bud, Samed, Hu Cebbar ve Halim Zatın yardımıyla düşmanların ateşi bastırılacak.
Gerçek Ma'bud Hak olan, hakkı gerçekleştiren Cemil, Mucib ve Vedud olan Zatın yardımıyla insanlara sevdirecektir.
Hak imi hürmetine duamı kabul et, benim yanımda ol, düşmanlarıma kafi ol.
Ey Rahman olan Allah'ım! Sen Hak Ma'budsun! Fırtınalar arka arkaya kopmaktadır.
Kafirlerden korunmak için, düşmanlara hücum etmek için senin yardımın gerek, Sana sığınan kimsenin karanlığı yok olur.
Ta Ha, Ya Sin, Ta Sin ve Ta Sin Mim surelerinin hürmetine saadete ermek için bize yardımcı ol.
Kaf Ha Ya Ayn ile bizleri kuşatan kem gözlerden koru.
Ha Mim Ayn Sin Kaf süresi bizim koruyucu sığınağımız olsun, karşısında dağlar bile sarsılsın.
Kaf, Nun ve Ha Mim sureleri hürmetine himayeni gerçekleştir. Duhan suresinde muhkem kılınan bir sır var.
Elif Lam ile başlayan sureler Maide, Nisa, En'am ve Nur suresi hürmetine..
Elif Lam Ra ile başlayan surelerin sırrı ve İsmi Azam'ın nuruyla, işlediğim günahlardan vazgeçtim. 
Elif Lam im Ra suresiyle (Rad) melekler, ruhaniler meclisine yükseldim.
Amme, Abese, Tarik, Naziat, Ve's Semai Zatilburuci ve Zilzal surelerinin hürmetine.
Tebareke, Nun, Seele, Sailün, Tehmiz, Ize'ş Şemsu Kuvirat surelerinin hakkı için.
 Zariyat, Kamer, Necm surelerinin hürmetine işlerimi kolaylaştır.
Hizb hizb, ayet ayet okudukları, inmiş olan Kuran surelerinin hürmetine.
Ey Mevla'm! Kitap indirdiğin peygamberlere ihsanda bulunduğun fazlını diliyorum.
Harfler Merih yıldızı gibi yüksektir. Asa'yi Musa ismiyle karanlıklar kaybolur.
Bunların sırrını şefaatçi ederek, Senden niyaz ediyorum. İnsanların kendisiyle doğru yolu bulduğu tevazu sahibi birinin tevessülü olsun.
Ey merhametli Rabbim! Bu harfler öyledir ki, manalarıyla zamanlar boyu üstlerine üstünlük bahşedilmiş ve yüceltilmiştir.
Ey Allah'ım! Bütün ayetler ve içerikleriyle Sana tevessülde bulunup yalvardım.
Onlar nur harfleridir. Onların meziyetlerini toplayarak, manalarını gerçekleştir. Her hayır onlarla tamamlanır.
Bana itaat eden bir yardımcı gönder. Sıkıntım onunla kalksın.
Fatiha suresi ve sonrasında gelen surelerin hürmetine bana itaat eden hizmetçi kıl.
Ey Mevla'm! Kendisiyle çağrıldığında işleri kolaylaştıran ismi azamınla sana yalvarıyorum.
Kendilerine şefaatçi kıldığın peygamberlerin hürmetine güçsüzlüğüme merhamet et, günahlarımı bağışla.
Ey Efendim! ihtiyacımı yerine getir, işlerimi sana havale ediyorum.
Senin güzel isimlerini niyaz ederek, Senden niyaz ediyorum.
Bütün hatalarımdan tövbe etmeyi şu kuluna lütfet!
Beni ihlas, hayır ve takvayla muvaffak et, merhametli ol.
Ya ilahi! Mahşerde amel defterimi ak eyle, sevaplarımı ağırlaştır.
Beni Sırat köprüsünden koşarak geçir, Cehennem ateşinden koru.
İşlediğim tüm günahlardan beni affet, büyükte olsa günahlarımı bağışla ya rabbim!
Ey yüce ismi taşıyan! Bütün tehlikelerden kurtuldun, selamete erdin.
Savaş, çekinme, korkma! Vahşi hayvanlarla olan yerlere korkmadan gir.
Saldır, kaçma! İstediğin düşmanla mücadele et, kimseden korkma.
Ne yılandan, ne akrepten, ne de aslandan korkma.
Ne kılıç, ne hançer, ne de mızrak hiç bir tehlikeden korkma.
Bunu okuyana mükafat Hz Muhammed şefaati olacaktır.
Bil ki, Muhammed en üstün peygamberdir, Allah'ın yeryüzündeki en faziletli kuludur.
Her dileğinin başında onu an, her şeyden kurtul.
Ya ilahi! Her zaman ona salavat getir.
Ona kıyamete kadar esecek rüzgar kadar salat eyle!
Gökyüzünden ine yağmur kadar, şimşekler kadar salat eyle!
Allah'ın, meleklerinin ona salat ve selam getirmesi sana yeter.
Sen yıllar devam ettikçe sürekli şefaatini dileyerek, ona salat getir.
Haşim oğullarından, hacılar Kabe'yi ziyaret edip, onu selamladıkça şefaat dile, salat getir.
Ya ilahi! Hz Ebu Bekir, Ömer, Hz Osman ve Haydar'dan razı ol!
Bütün ashabından, Salihlerden herkesten razı ol!
Bu Hz Muhammed'in amcasının oğlu Hz Ali'nin sözleridir. Onda ilimlerin özü ve sırrı toplanmıştır."

3 yorum: