Rabbil Alemin'in "Zülcelali vel İkram" ismi, Kelamullah'ta Rahman Suresi'nde iki yerde geçmektedir. Yüce ALLAH şöyle buyurmaktadır:
"Celal ve İkram sahibi olan Rabbinin adı ne yücedir." (Rahman, 78)
"Celal ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zatı) baki kalacaktır." (Rahman, 27)
Azamet, kemal ve şeref sahibi olan ALLAH(c.c.), noksan sıfatlardan münezzehtir. Celal, emir ve yasak koyma hakkına sahip olan anlamına gelir. Celal, ALLAH(c.c.)'ın zatına has bir sıfattır. Zül İkram ise, ikram sahibi olan demektir.
Zül Celali vel İkram olan ALLAH(c.c.), ululuk ve ikram sahibidir. Bütün üstün sıfatlar O'nda bulunur ve hiç kimse O(c.c.)'ndan üstün olamaz. O(c.c.)'nun ululuk ve yüceliğini kimse hakkıyla kavrayamaz.
ALLAH(c.c.), zatında azamet sahibi mahlûkatına karşı hükmünde kerem sahibidir. Yani bütün azamet ve ikramlar O(c.c.)'na aittir. Bütün emir ve yasaklar O(c.c.)'ndan, iyilik ve ikramlar O(c.c.)'ndan kaynaklanır. O, kendi zatında Celal ve İkram sahibidir. Bütün ikramlar O(c.c.)'ndan insanlara akar. O(c.c.)'nun genelde bütün insanlara, özelde dostlarına ikramının sınırları yoktur.
ALLAH(c.c.); dünyada bütün insanlara ikramlarda bulunur, nimetlerini kesintisiz verir. Bununla birlikte Yüce ALLAH, insanlara dünyada ikram ettiği ve edebileceği gibi ahirette de ikramlarda bulunur/ bulunacaktır. Bu durumda O'nun ikramı bütün varlıklar için genel, hakikat ehli için de özel olur. ALLAH(c.c.), insanları diğer varlıklardan üstün tutarak özel ikramda bulunduğunu bize şöyle haber vermektedir.
"Andolsun biz Adem oğlunu yücelttik." (İsra, 70)
Hz. Resulullah(s.a.v.) da dualarında ALLAH-u Teala'nın bu yüce ismini çokça tekrarlamış ve insanlara da aynı şeyi yapmalarını söylemiştir. Bir hadis-i şerifte Hz. ResulALLAH: "Ya Zel Celal vel İkram'ı sıkça tekrarlayın" buyurmaktadır. (Hakim- Ez Zehebi)
Dünyada insanın hoşuna gidebilecek çok fazla şey vardır. Ya da insanın, gerçekleşmesini istediği büyük bir hasretle isteyip arzuladığı birçok şey vardır. Öyle anlar olur ki insan bütün imkanlarını, gücünü ve kuvvetini sonuna kadar kullandığı halde istediği şeylere kavuşamaz. Zira insanın imkanları kısıtlı, gücü ise çok azdır. Öyleyse insan, hem bu gibi durumlarda hem de her zaman ve her yerde sonsuz bir güç, azamet ve ikram sahibi olan bir Rabb tarafından izlendiğini bilmeli ve her türlü durumda Rabb'ine sığınıp, isteyeceği şeyleri O'ndan istemelidir.
Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bir yoldan geçiyordu. Birden bir bedevi: "ALLAH'ım! Senin en büyük isimlerinden olan El Aziz, El Hennan, El Mennan, El Malik'ul Mülk ve Zül Celali vel İkram'la Sen'den niyazda bulunuyorum" diyordu. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.): "O, kendisiyle dua edildiğinde mutlak icabet edilen ALLAH'ın ismiyle dua etti. Bununla dua edildiği zaman mutlaka ALLAH verir." buyurdu.
Hem büyüklük sahibi hem Kerem ve İkram sahibi olan ALLAH(c.c.) ne yücedir.
"Celal ve İkram sahibi olan Rabbinin adı ne yücedir." (Rahman, 78)
"Celal ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zatı) baki kalacaktır." (Rahman, 27)
Azamet, kemal ve şeref sahibi olan ALLAH(c.c.), noksan sıfatlardan münezzehtir. Celal, emir ve yasak koyma hakkına sahip olan anlamına gelir. Celal, ALLAH(c.c.)'ın zatına has bir sıfattır. Zül İkram ise, ikram sahibi olan demektir.
Zül Celali vel İkram olan ALLAH(c.c.), ululuk ve ikram sahibidir. Bütün üstün sıfatlar O'nda bulunur ve hiç kimse O(c.c.)'ndan üstün olamaz. O(c.c.)'nun ululuk ve yüceliğini kimse hakkıyla kavrayamaz.
ALLAH(c.c.), zatında azamet sahibi mahlûkatına karşı hükmünde kerem sahibidir. Yani bütün azamet ve ikramlar O(c.c.)'na aittir. Bütün emir ve yasaklar O(c.c.)'ndan, iyilik ve ikramlar O(c.c.)'ndan kaynaklanır. O, kendi zatında Celal ve İkram sahibidir. Bütün ikramlar O(c.c.)'ndan insanlara akar. O(c.c.)'nun genelde bütün insanlara, özelde dostlarına ikramının sınırları yoktur.
ALLAH(c.c.); dünyada bütün insanlara ikramlarda bulunur, nimetlerini kesintisiz verir. Bununla birlikte Yüce ALLAH, insanlara dünyada ikram ettiği ve edebileceği gibi ahirette de ikramlarda bulunur/ bulunacaktır. Bu durumda O'nun ikramı bütün varlıklar için genel, hakikat ehli için de özel olur. ALLAH(c.c.), insanları diğer varlıklardan üstün tutarak özel ikramda bulunduğunu bize şöyle haber vermektedir.
"Andolsun biz Adem oğlunu yücelttik." (İsra, 70)
Hz. Resulullah(s.a.v.) da dualarında ALLAH-u Teala'nın bu yüce ismini çokça tekrarlamış ve insanlara da aynı şeyi yapmalarını söylemiştir. Bir hadis-i şerifte Hz. ResulALLAH: "Ya Zel Celal vel İkram'ı sıkça tekrarlayın" buyurmaktadır. (Hakim- Ez Zehebi)
Dünyada insanın hoşuna gidebilecek çok fazla şey vardır. Ya da insanın, gerçekleşmesini istediği büyük bir hasretle isteyip arzuladığı birçok şey vardır. Öyle anlar olur ki insan bütün imkanlarını, gücünü ve kuvvetini sonuna kadar kullandığı halde istediği şeylere kavuşamaz. Zira insanın imkanları kısıtlı, gücü ise çok azdır. Öyleyse insan, hem bu gibi durumlarda hem de her zaman ve her yerde sonsuz bir güç, azamet ve ikram sahibi olan bir Rabb tarafından izlendiğini bilmeli ve her türlü durumda Rabb'ine sığınıp, isteyeceği şeyleri O'ndan istemelidir.
Rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bir yoldan geçiyordu. Birden bir bedevi: "ALLAH'ım! Senin en büyük isimlerinden olan El Aziz, El Hennan, El Mennan, El Malik'ul Mülk ve Zül Celali vel İkram'la Sen'den niyazda bulunuyorum" diyordu. Bunun üzerine Peygamberimiz (a.s.): "O, kendisiyle dua edildiğinde mutlak icabet edilen ALLAH'ın ismiyle dua etti. Bununla dua edildiği zaman mutlaka ALLAH verir." buyurdu.
Hem büyüklük sahibi hem Kerem ve İkram sahibi olan ALLAH(c.c.) ne yücedir.
Zülcelali Vel İkram Esması Sırları:
1. Bu ism-i şerifi devamlı surette okuyan kimseye Cenabı Hak çok büyük bir mehabet verir. Kendisini gören herkes ona saygı ve sevgi gösterir. Cenabı Hak bu kulunun her dua ve ricasını lütfü ile kabul buyrur. Bütün dünya işlerini kolaylaştırır. Bu vefki şerifi yazıp malının içerisine veya kasasına koyan kimsenin malı çalınmaktan veya kaybolmaktan emin olur.
2. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifi (25) harftir.
Güneşin şerefinde yani Koç burcuna girdikten (19) gün sonra (25) haneli vefki bazı çocuklar doğarken üzerlerinde sarılıp olan ve tulum, duvak, (nikap) denilen ince deriyi parçalamadan tabaklayıp kuruttuktan sonra üzerine yazıp etrafına Hadîd Suresi ilave ettikten sonra üzerine (21) kere Hadîd Suresi ve (25) kereMülk Suresi okuyup boynunda taşıyan kimseye kurşun isabet etmez, etse de tesir etmez.
Nikabın yani çocuğun üzerinden çıkarılan bu ince derinin evvelce tedarik edilip hazırlanmış olması ve çizgilerinin de çizilmiş bulundurulması lazımdır.
Ancak yazılacak hurufat ve okunan surelerin Güneşin şerifine tesadüf ettirilmesi şarttır.
"Nikabın Tabaklanmasının Usulü":
Bir kilo suya bir avuç tuz atılıp eritilir.
Nikap bu mahlule atılır ve elle hafif hafif oğularak tuzlu suyun nikabın her tarafına nüfuzuna yardım edilir ve üzerindeki talaşlar elle mümkün mertebe ayıklanır ve temizlenir.
Nikap tuzlu sudan on dakika sonra çıkarılıp temiz bir suda dikkatle ve yumuşak bir şekilde yıkanır. On dakika tatlı suda bırakıldıktan sonra çıkarılıp kalıp haline getirilmiş bir şapla alt ve üstü hafif hafif sıvazlanarak şaplanır.
Bu ameliye beşer, onar dakika ara ile birkaç defa tekrarlanır.
Bundan sonra bir naylon üzerine yırtılmasına meydan vermeyecek şekilde gerilir ve toplu iğne ile gergin kalması temin edilir.
Şaplanmış ve temizlenmiş olan nikap gayet şeffaf bir hal alır ve birkaç saat içerisinde kullanılacak hale gelir.
3. Muayyen bir şahsın veya bütün halkın aleyhinde konuşmaması maksadı ile “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefkinin etrafına Yasin Suresini her “Mübin”de niyet ve maksadını da yazarak tamamla. Bundan sonra yedi renkli bir ibrişime bir Yasin-i Şerif oku, her “Mübîn”de vefkin etrafındaki Yasin-i Şerifin “Mübîn’Merinde yazdığın duayı söyleyerek bir düğüm yap. Yedi düğüm tamamlanıp Yasin-i Şerif de bittikten sonra ibrişimi vefkin arasına koyup nüsha gibi bükerek koynunda taşı. Matlubun hasıl olur veya aleyhinde kimse dedi-kodu yapamaz
4. Üzerinde böyle bir vefki olan kimseye bir cebbar, bir hakim, bir zalim katiyen kötü muamele edemez, hakkını yiyemez. Bunlara karşı vefkin hamilinin sözü daima üstün olur. Üzerinde vefki taşıyan kimsenin her gün (1312) defa “Yâ Mâlikel mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifini okuması lazımdır. Esasen bu ism-i şerifi vird edinen kimseye hatır ve hayaline gelmeyecek tecelliler vaki olur. Bir çok mazhariyetlere erişir.
5. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefkinin etrafına Fetih Suresi ve İnşirah Suresi yazılarak bir ticarethaneye asılırsa, oraya çok müşteri gelir. Ticarethane sahibinin kazancı bol, bereketli ve hayırlı olur.
6. Daima çocuğunu düşüren veya doğumdan sonra çocukları yaşamayan bir kadın bu vefki yaptırıp etrafına (18) kere “Yâ Hayy” (68) kere “Yâ Muhyî” ism-i şeriflerini yazdırıp üzerinde taşırsa ne çocuğunu düşürür ve ne de doğduktan sonra çocukları ölür.Cenabı Hak bu çocukları hem uzun ömürlü hem ana ve babaya karşı muti ve hayırlı kılar.
7. Böyle bir vefk her kimin üzerinde bulunursa bir çok bulaşıcı ve tedavisi tıbben mümkün olamayan hastalıklardan emin olur. Bu hastalıklardan birisine tutulmuş ise Cenabı Hak tarafından şifaya nail edilir.
8. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefki şerifini su ile sildikten ve üzerine adedi kadar okuduktan sonra birbirini sevmeyen iki kimseye içirilirse birbirlerini sever ve aralarındaki adavet ve nefret dostluk ve muhabbete döner.
9. Seni sevmesini istediğin bir kimsenin niyetine vefki hazırlayıp etrafına muhabbetini istediğin kimsenin ve annesinin ismini “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifi ile karışık ve harf harf olarak yazar ve üzerine matlubunun ve annesinin isminin tutarı ile (1312)’nin mecmuu kadar bu ism-i şerifi okuyup vefki üzerinden ayırmadan yedi gece toplam adedi kadar okursan dilediğini kimseyi büyük bir sevgi ile kendine bağlarsın.
Kahır ve helak veya harap olmasını dilediğin bir mahallin sahibini(Basit düşünceyle hareket etme,çok önemli düşmanlılarda ve haklı olmanız halinde yapılması gerekir )
10. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifinin vefkini evvelce hazırlamış olduğun yedi kabirden veya yedi harabeden ve yahut da yedi yetimin mülkünden alınmış temiz ve elenmiş bir toprakla çamur haline getirilmiş ve güneşte kurutulmuş bir levha üzerine demir bir kalemle nakşedip etrafına huruf-u mukattaa ile kahır ve helak veya harap olmasını dilediğin bir mahallin sahibinin isminin yazıp üzerine yedi gece matlubunun ve bu ism-i şerifin toplamı kadar bu esmayı okuduktan sonra toprak levhayı bir havanda güzelce döverek niyet ve kast ettiğin yere serpersen çok kısa zamanda orası bir harabe zar haline gelir ve o zalim de oradan yıkılır gider.
11. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifinin vefkini bir Arabi ayın ilk Cuma gününde Güneş doğarken veya salâ vaktinde ipekli beyaz bir kumaş üzerine ve etrafına da Yasin Suresi’ni yazıp evlenemeyen, kısmeti kapalı yahut nişanlanıp nişanlanıp nişanı bozulan bir kız, dul veya bekar bir erkek üzerinde taşır ve her gün (1312) defa bu ism-i şerifi zikrederse çok kısa zamanda hayırlı bir eşle hayatını birleştirir ve mesut bir yuva kurar. Bu vefkin hamilini her gören sever.
“Yâ Malikel Mülk,Ya Zel celali vel ikram” Esmaül Hüsna Mucizeleri:
“Yâ Mâlikel Mülk” İsmi şerifini okumaya devam eden her zaman,helal mal ile zenginliğe veya kanaat etme nimetine kavuşur.Bu mübarek ismi her gün (100)kere okumak kişiyi bütün sıkıntılarından,stresten temizler,gönül huzuru verir.
“Mâlikül mülküzülcelali vel ikrâm” diyerek (333) defa okuyana dünya boyun eğer.
"Yâ Mâlikel mülk Yâ zül Celali vel İkram" olarak 1100 defa okunması halinde her muradına ve tüm maksadına nail olur.Allahü Teala’nın Lûtf-u keremine kavuşur.
Hiç olmazsa her gün 100 defa okunmaya devam edilmelidir.
1. Bu ism-i şerifi devamlı surette okuyan kimseye Cenabı Hak çok büyük bir mehabet verir. Kendisini gören herkes ona saygı ve sevgi gösterir. Cenabı Hak bu kulunun her dua ve ricasını lütfü ile kabul buyrur. Bütün dünya işlerini kolaylaştırır. Bu vefki şerifi yazıp malının içerisine veya kasasına koyan kimsenin malı çalınmaktan veya kaybolmaktan emin olur.
2. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifi (25) harftir.
Güneşin şerefinde yani Koç burcuna girdikten (19) gün sonra (25) haneli vefki bazı çocuklar doğarken üzerlerinde sarılıp olan ve tulum, duvak, (nikap) denilen ince deriyi parçalamadan tabaklayıp kuruttuktan sonra üzerine yazıp etrafına Hadîd Suresi ilave ettikten sonra üzerine (21) kere Hadîd Suresi ve (25) kereMülk Suresi okuyup boynunda taşıyan kimseye kurşun isabet etmez, etse de tesir etmez.
Nikabın yani çocuğun üzerinden çıkarılan bu ince derinin evvelce tedarik edilip hazırlanmış olması ve çizgilerinin de çizilmiş bulundurulması lazımdır.
Ancak yazılacak hurufat ve okunan surelerin Güneşin şerifine tesadüf ettirilmesi şarttır.
"Nikabın Tabaklanmasının Usulü":
Bir kilo suya bir avuç tuz atılıp eritilir.
Nikap bu mahlule atılır ve elle hafif hafif oğularak tuzlu suyun nikabın her tarafına nüfuzuna yardım edilir ve üzerindeki talaşlar elle mümkün mertebe ayıklanır ve temizlenir.
Nikap tuzlu sudan on dakika sonra çıkarılıp temiz bir suda dikkatle ve yumuşak bir şekilde yıkanır. On dakika tatlı suda bırakıldıktan sonra çıkarılıp kalıp haline getirilmiş bir şapla alt ve üstü hafif hafif sıvazlanarak şaplanır.
Bu ameliye beşer, onar dakika ara ile birkaç defa tekrarlanır.
Bundan sonra bir naylon üzerine yırtılmasına meydan vermeyecek şekilde gerilir ve toplu iğne ile gergin kalması temin edilir.
Şaplanmış ve temizlenmiş olan nikap gayet şeffaf bir hal alır ve birkaç saat içerisinde kullanılacak hale gelir.
3. Muayyen bir şahsın veya bütün halkın aleyhinde konuşmaması maksadı ile “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefkinin etrafına Yasin Suresini her “Mübin”de niyet ve maksadını da yazarak tamamla. Bundan sonra yedi renkli bir ibrişime bir Yasin-i Şerif oku, her “Mübîn”de vefkin etrafındaki Yasin-i Şerifin “Mübîn’Merinde yazdığın duayı söyleyerek bir düğüm yap. Yedi düğüm tamamlanıp Yasin-i Şerif de bittikten sonra ibrişimi vefkin arasına koyup nüsha gibi bükerek koynunda taşı. Matlubun hasıl olur veya aleyhinde kimse dedi-kodu yapamaz
4. Üzerinde böyle bir vefki olan kimseye bir cebbar, bir hakim, bir zalim katiyen kötü muamele edemez, hakkını yiyemez. Bunlara karşı vefkin hamilinin sözü daima üstün olur. Üzerinde vefki taşıyan kimsenin her gün (1312) defa “Yâ Mâlikel mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifini okuması lazımdır. Esasen bu ism-i şerifi vird edinen kimseye hatır ve hayaline gelmeyecek tecelliler vaki olur. Bir çok mazhariyetlere erişir.
5. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefkinin etrafına Fetih Suresi ve İnşirah Suresi yazılarak bir ticarethaneye asılırsa, oraya çok müşteri gelir. Ticarethane sahibinin kazancı bol, bereketli ve hayırlı olur.
6. Daima çocuğunu düşüren veya doğumdan sonra çocukları yaşamayan bir kadın bu vefki yaptırıp etrafına (18) kere “Yâ Hayy” (68) kere “Yâ Muhyî” ism-i şeriflerini yazdırıp üzerinde taşırsa ne çocuğunu düşürür ve ne de doğduktan sonra çocukları ölür.Cenabı Hak bu çocukları hem uzun ömürlü hem ana ve babaya karşı muti ve hayırlı kılar.
7. Böyle bir vefk her kimin üzerinde bulunursa bir çok bulaşıcı ve tedavisi tıbben mümkün olamayan hastalıklardan emin olur. Bu hastalıklardan birisine tutulmuş ise Cenabı Hak tarafından şifaya nail edilir.
8. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” vefki şerifini su ile sildikten ve üzerine adedi kadar okuduktan sonra birbirini sevmeyen iki kimseye içirilirse birbirlerini sever ve aralarındaki adavet ve nefret dostluk ve muhabbete döner.
9. Seni sevmesini istediğin bir kimsenin niyetine vefki hazırlayıp etrafına muhabbetini istediğin kimsenin ve annesinin ismini “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifi ile karışık ve harf harf olarak yazar ve üzerine matlubunun ve annesinin isminin tutarı ile (1312)’nin mecmuu kadar bu ism-i şerifi okuyup vefki üzerinden ayırmadan yedi gece toplam adedi kadar okursan dilediğini kimseyi büyük bir sevgi ile kendine bağlarsın.
Kahır ve helak veya harap olmasını dilediğin bir mahallin sahibini(Basit düşünceyle hareket etme,çok önemli düşmanlılarda ve haklı olmanız halinde yapılması gerekir )
10. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifinin vefkini evvelce hazırlamış olduğun yedi kabirden veya yedi harabeden ve yahut da yedi yetimin mülkünden alınmış temiz ve elenmiş bir toprakla çamur haline getirilmiş ve güneşte kurutulmuş bir levha üzerine demir bir kalemle nakşedip etrafına huruf-u mukattaa ile kahır ve helak veya harap olmasını dilediğin bir mahallin sahibinin isminin yazıp üzerine yedi gece matlubunun ve bu ism-i şerifin toplamı kadar bu esmayı okuduktan sonra toprak levhayı bir havanda güzelce döverek niyet ve kast ettiğin yere serpersen çok kısa zamanda orası bir harabe zar haline gelir ve o zalim de oradan yıkılır gider.
11. “Mâlikül mülki zül celâli vel ikrâm” ism-i şerifinin vefkini bir Arabi ayın ilk Cuma gününde Güneş doğarken veya salâ vaktinde ipekli beyaz bir kumaş üzerine ve etrafına da Yasin Suresi’ni yazıp evlenemeyen, kısmeti kapalı yahut nişanlanıp nişanlanıp nişanı bozulan bir kız, dul veya bekar bir erkek üzerinde taşır ve her gün (1312) defa bu ism-i şerifi zikrederse çok kısa zamanda hayırlı bir eşle hayatını birleştirir ve mesut bir yuva kurar. Bu vefkin hamilini her gören sever.
“Yâ Malikel Mülk,Ya Zel celali vel ikram” Esmaül Hüsna Mucizeleri:
“Yâ Mâlikel Mülk” İsmi şerifini okumaya devam eden her zaman,helal mal ile zenginliğe veya kanaat etme nimetine kavuşur.Bu mübarek ismi her gün (100)kere okumak kişiyi bütün sıkıntılarından,stresten temizler,gönül huzuru verir.
“Mâlikül mülküzülcelali vel ikrâm” diyerek (333) defa okuyana dünya boyun eğer.
"Yâ Mâlikel mülk Yâ zül Celali vel İkram" olarak 1100 defa okunması halinde her muradına ve tüm maksadına nail olur.Allahü Teala’nın Lûtf-u keremine kavuşur.
Hiç olmazsa her gün 100 defa okunmaya devam edilmelidir.
MÂLİKÜL MÜLK: Malikül... Mülkün ebedi sahibi günde 212 ( 90 )mal ve kazanca zarar gelmez Ya Malikel Mülk ismini zikredenin mülkü çok olur. Fakirlikten kurtulur. Rütbe ve makamı yükselir. Kimseye muhtaç olmaz. Halk arasında sevilen, sayılan, aziz biri olur. Kalbinde şüphe ve vesvese olan Ya Malikel Mülk zikrine devam ederse kurtulur.
ZÜLCELÂLİ VELİKRÂM: Zü’l Celali…Hem büyüklük sahibi hem fazl-i kerem sahibi
Günde Zikir Sayısı : 1155 işlerin kolaylığı için okunur.Ya Zülcelali Velikram ismini zikreden her isteğine kavuşur. İzzet ve şerefe nail olur. Duaları kabul olur. Vesveseden korunur. Dünya; okuyanın hizmetçisi olur
(Allah’tan ne istersen iste, duan kabul olur) Zül-celal vel-ikram
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:(Ancak celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.) [Rahman 27]
(Celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin adı çok yücedir.) [Rahman 78][Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]
Âyet-i kerimede geçen zül-celal vel-ikram ifadesinin ism-i a’zamdan olduğu bildirilmiştir. Bu bakımdan bilhassa dualarda bunu çok söylemek gerekir. Peygamber efendimiz, bir kimsenin (Ya zel-celali vel-ikram) diyerek dua ettiğini duyunca,(Allah’tan ne istersen iste, duan kabul olur) buyurdu. (Tirmizi)
Başka bir hadis-i şerif de şöyle:(Ya zel-celali vel-ikramı çok söyleyin, ona çok devam edin.) [Tirmizi]
Bu ismi devamlı zikreden kimseye cenabı hak çok büyük muhabbet verir.
Kendisini gören herkes ona saygı ve sevgi gösterir.
Cenabı hak bu kulunun her dua ve ricasını lütfu ile kabul buyrur.
Bütün işlerini kolaylaştırır.
Duaları kabul olur.
Vesveseden korunur.
Dünya; okuyanın hizmetçisi olur.
Sevdiğinin Geri Dönmesi İçin Oku:
Ayrıca sevdiğinizin geri dönmesi niyeti ile 21 gün günde 1100 adet okunursa çok tesirlidir..
Aşağıdaki zikire ara vermeksizin devam edenlerin hem rızık, hem iş hem de benzeri sıkıntılardan kısa zamanda kurtulacağını söyleyebilirim.
Aslında yararları sayılamayacak kadar çok ve çeşitli.
Fakirim, dardayım, işsizim diyen herkese şiddetle okumasını tavsiye ederim.
Ya Allahu Ya Rahmanu Ya Rahiymu Ya Hayyu Ya Kayyum Ya Hennanu Ya Mennanu Ya Bediassemavati vel ard Ya Malikel Mülk ya zülcelali vel ikram.
Günde 100 kere okunmalı. Gücü yetenlerin beş vakit namazın ardından 100 kere okumasını öneririm
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:(Ancak celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.) [Rahman 27]
(Celâl ve ikrâm sahibi Rabbinin adı çok yücedir.) [Rahman 78][Celal, Allahü teâlânın kahr ve gazab sıfatlarındandır, azamet, büyüklük, hiçbir şeye muhtaç olmamak demektir.]
Âyet-i kerimede geçen zül-celal vel-ikram ifadesinin ism-i a’zamdan olduğu bildirilmiştir. Bu bakımdan bilhassa dualarda bunu çok söylemek gerekir. Peygamber efendimiz, bir kimsenin (Ya zel-celali vel-ikram) diyerek dua ettiğini duyunca,(Allah’tan ne istersen iste, duan kabul olur) buyurdu. (Tirmizi)
Başka bir hadis-i şerif de şöyle:(Ya zel-celali vel-ikramı çok söyleyin, ona çok devam edin.) [Tirmizi]
ZÜLCELALİ-VEL-İKRAM
Hem büyüklük sahibi hemde fazl ve kerem sahibi demektir.Bu ismi devamlı zikreden kimseye cenabı hak çok büyük muhabbet verir.
Kendisini gören herkes ona saygı ve sevgi gösterir.
Cenabı hak bu kulunun her dua ve ricasını lütfu ile kabul buyrur.
Bütün işlerini kolaylaştırır.
Duaları kabul olur.
Vesveseden korunur.
Dünya; okuyanın hizmetçisi olur.
Sevdiğinin Geri Dönmesi İçin Oku:
Ayrıca sevdiğinizin geri dönmesi niyeti ile 21 gün günde 1100 adet okunursa çok tesirlidir..
Aşağıdaki zikire ara vermeksizin devam edenlerin hem rızık, hem iş hem de benzeri sıkıntılardan kısa zamanda kurtulacağını söyleyebilirim.
Aslında yararları sayılamayacak kadar çok ve çeşitli.
Fakirim, dardayım, işsizim diyen herkese şiddetle okumasını tavsiye ederim.
Ya Allahu Ya Rahmanu Ya Rahiymu Ya Hayyu Ya Kayyum Ya Hennanu Ya Mennanu Ya Bediassemavati vel ard Ya Malikel Mülk ya zülcelali vel ikram.
Günde 100 kere okunmalı. Gücü yetenlerin beş vakit namazın ardından 100 kere okumasını öneririm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder